Galatasaray’da 2 şampiyonluk yaşayan Bafetimbi Gomis, futbol hayatını Japonya’da sürdürüyor. Kawasaki forması giyen 38 yaşındaki golcü, Zack Nani’nin podcastinde Galatasaray kariyerine dair açıklamalarda bulundu. Gomis, Mauro Icardi ile ilgili de itiraflarda bulundu.
“TAKIM İÇİNDE ‘AĞABEY’ ROLÜM VARDI”
“Galatasaray’da Mauro Icardi ile çok çok iyi bir ilişkimiz vardı. Icardi takıma ilk katıldığında benim takım içinde zaten bir “Ağabey” rolüm vardı. Az süre alıp, Galatasaray’ın ihtiyacı olduğu anlarda skor katkısı sağlamam bekleniyordu. Bu beklentinin yan ısıra Mauro Icardi’nin kendini iyi hissetmesi için ona destek olmam da gerekiyordu. Günümüz modern futbolunda birinci golcü olmak önemli, ben daha önce Galatasaray’da bu rolde görev aldım, ancak artık benim yaşımda bir oyuncu olduğunuzda ve eski gücünüze sahip olmadığınızda, saha dışında “Ağabey” görevini yerine getirip Icardi gibi birinci golcülere daha iyi olmaları için her şekilde yardımcı olmanız gerekiyor. Gençlere yol göstermek, Icardi gibi yıldızlara yardımcı olmak… Ya da top atmayan, grup içinde sorun çıkaran isimlerle gidip konuşmanız gerekiyor. Bir noktada takım ve antrenör arasında bir köprü rolünüz oluyor.”
“TÜRKLER ICARDI’YE HAK ETTİĞİ SEVGİYİ VERDİLER”
“Icardi’nin PSG’de göremediği sevgiyi hissetmeye ihtiyacı vardı. Türkler de koca yürekli, duygusal insanlar oldukları için Icardi’ye hak ettiği sevgiyi verdiler. Icardi de haliyle bugün büyük fark yaratıyor, nihayetinde Icardi gibi bir oyuncuya gol atmayı da öğretecek değilim.”
“TÜRKLER ÇOK DUYGUSAL İNSANLAR”
“Türkler çok duygusal insanlar. Siz onlara bir adım giderseniz onlar size iki adım geliyorlar. Türkiye’de Gomis adında çocuk, kedi, köpek görmek mümkündü. İsmimi dövme yaptıran, fotoğrafımı arabasının camına yapıştıran.. Baştan aşağı Türkiye tarifi diyebilirim. Bir keresinde Türkiye’de bir ırkçılık olayına maruz kaldım. Sonraki maç tüm Galatasaray taraftarı Gomis maskeleriyle maça geldi. Ne kadar mükemmel bir toplum olduklarını ve yanımda olduklarını göstermek için yapmışlardı bunu.”
“FORMAYI TAŞIYAMAYACAK İSİMLER VARDI”
“Galatasaray’a döndüğümde, var olan takım, geçen sene şampiyon olan Galatasaray’dan farklıydı. Transfer yanlışları vardı, Galatasaray formasını taşıyamayacak oyuncular vardı.. Beni biraz da takıma karakter ve kimlik kazandırmam için getirdiler. 20 yaşında değildim artık ve Suudi Arabistan’da 4 yıl geçirmiştim. Suudi Arabistan liginde tempo Türkiye ve Fransa’ya kıyasla daha düşük. Galatasaray’a gelince 15-16 maçta 9 gol attım ama oyun çok yorucuydu. Ayrıldığımda arkamda beni besleyen çok özel isimler vardı. Al-Hilal’de de öyleydi. Sadece ön alan baskısıyla ilgilenmem gerekiyordu. Daima topa sahip olan taraf bizdik. Marsilya’da oynadığım dönemde de durum böyleydi Payet-Thauvin gibi isimler vardı arkamda.”
“BÜYÜK KEYİF ALDIM”
“Galatasaray’da ikinci dönemimin ilk senesi zor geçti, çok çalıştık, sezonu ligden düşmenin kıyısında 12 ya da 13. bitirdik. Sonraki sezon yeni bir projeye geçildi ve şampiyonluk geldi. Böyle bir dönemde Galatasaray’da olmaktan, 10 golle katkı sağlamaktan, Icardi ve Mertens gibi isimlere destek olmaktan, Kerem ve Boey gibi gençlere tecrübelerimi aktarmaktan -ki Boey daha sonra Bayern Münich’e transfer oldu- büyük keyif aldım.”